Otonom sürüş, araçların insan müdahalesi olmadan kendi kendine hareket etmelerini sağlayan bir teknoloji olarak, sensörler, kameralar ve radar sistemlerinin yanı sıra gelişmiş yapay zeka algoritmalarıyla desteklenmektedir. Bu teknoloji, çevreyi algılayabilen ve trafik kurallarına uyarak güvenli bir sürüş sağlayabilen otonom araçların temelini oluşturur.
Otonom sürüş teknolojisi, araçların çevrelerini algılayarak ve yapay zeka yardımıyla güvenli bir şekilde hareket etmelerini sağlar. Bu, yaşlılar ve engelliler gibi sürüş yeteneği kısıtlı bireyler için büyük bir yaşam kalitesi artışı sağlayabilir. Otomotiv devleri, bu alanda önemli yatırımlar yaparak, sürücüsüz araçların gelecekte trafiğe hâkim olmasını bekliyor.
Teknoloji, karmaşık trafik senaryolarında bile güvenli ve verimli bir sürüş imkanı sunmakta, yol işaretleri ve trafik ışıkları gibi unsurları algılayarak güvenli bir sürüş sağlıyor. Ancak, otonom araçların yaygınlaşması için dijital altyapı, uygun yasal düzenlemeler ve kurumsal kapasiteler oluşturulmalıdır.
Google, 2009 yılında başlattığı otonom araç projesini 2016’da Waymo adı altında bağımsız bir şirket haline getirdi. Waymo, 2018’de Arizona’nın Phoenix şehrinde sınırlı bir hizmet olan Waymo One’ı başlatarak gerçek dünya koşullarında otonom araçlarla seyahat etmeyi test etti. Bu teknoloji, 2025 yılı itibarıyla otomotiv pazarında önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Türkiye, 1 Aralık 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle otonom araçların kullanımını yasal güvence altına aldı. Avrupa Birliği standartlarına dayanan bu yönetmelik, otonom araçların geliştirilmesi ve düzenlenmesi konusunda önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Bu yönetmelik, araç üreticilerinin otonom teknolojilerini kullanıma sunabilmesi için tip onayı almalarını şart koşuyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, otonom sürüşe uygun altyapı geliştirmek için yerli kaynaklarla akıllı ulaşım sistemleri oluşturmayı hedefliyor. Türkiye’deki projeler, otonom araçların otoyol altyapıları ile entegrasyonunu test etmekte ve Seviye 4 otonom sürüş için önemli bir adım atılmaktadır. Türkiye’de ayrıca otonom araçlar için yerli ve milli yazılım geliştiren platformlar oluşturulmaktadır.
Otonom araç teknolojileri, trafik sıkışıklığını azaltma, güvenliği artırma ve sürdürülebilir ulaşım sistemleri kurma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojilerin gelişimi, etik sorunlar ve siber güvenlik riskleri gibi bazı zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle, otonom araçlar ile işsizlik sorunlarının artabileceği ve toplumda büyük tartışmalara yol açabileceği öngörülmektedir.
Otonom araçların Türkiye’de yaygınlaşması, yasal düzenlemeler, altyapı gelişimi ve yerli üretimin artırılmasıyla mümkün olacaktır. Türkiye, otonom araç teknolojilerinde önemli bir oyuncu haline gelebilir ve şehirlerde daha verimli, güvenli ve çevre dostu ulaşım sistemleri kurabilir. Ayrıca, otonom araçlar engelliler ve yaşlılar gibi ulaşımda zorluk çeken bireyler için bağımsızlık sağlayarak toplumsal hareketliliği artırabilir.
SEKTÖREL
10 gün önceİNCELEMELER
10 gün önceMARKALAR
10 gün önceSEKTÖREL
10 gün önceSEKTÖREL
10 gün önceİNCELEMELER
11 gün önceİNCELEMELER
11 gün önceİNCELEMELER
11 gün önceSEKTÖREL
28 Nisan 2025SEKTÖREL
28 Nisan 2025MARKALAR
28 Nisan 2025SEKTÖREL
28 Nisan 2025SEKTÖREL
28 Nisan 2025