Türkiye otomotiv tedarik sanayii, son bir yılda küresel dalgalanmalar, iç piyasalardaki finansal daralma ve döviz kurlarındaki oynaklıkla mücadele ederken, şimdi de ABD’nin çelik ve alüminyum içeren ürünlere uyguladığı %50 ek vergi kararı ile yeni bir krizle karşı karşıya. Bu gelişme, özellikle motor, şanzıman, krank ve dişli gibi yüksek katma değerli parçaların ihracatını doğrudan tehdit ediyor.
ABD Ticaret Bakanlığı’nın 18 Ağustos 2025 itibarıyla yürürlüğe soktuğu karar, “Section 232 Tarife Düzenlemesi” kapsamında Türkiye’den ithal edilen tüm çelik ve alüminyum bazlı ürünlere %50 ek vergi getirdi. Bu yeni oran, önceden uygulanan %2,5 – %5 bandındaki tarifelerle kıyaslandığında 10 kattan fazla bir artış anlamına geliyor.
Kapsama giren başlıca ürünler:
Motor parçaları (blok, piston, krank)
Şanzıman elemanları
Döküm parçalar (diferansiyel, dişli setleri)
Alüminyum bazlı gövde ve şasi parçaları
Kamyon ve ticari araç bileşenleri (şimdilik geçici muafiyetli)
Bu vergiler, özellikle yüksek hammadde bağımlılığı olan ve çelik/alüminyum işleyen KOBİ’ler için ciddi maliyet artışları yaratıyor.
İhracatın Payı: Türkiye’nin toplam otomotiv ihracatı 2024’te 39 milyar dolar olurken, bunun yaklaşık 11 milyar doları tedarik sanayii kaynaklı.
ABD’ye İhracat: 2024’te ABD’ye yapılan otomotiv tedarik ihracatı 1,2 milyar dolar; 2025’in ilk 7 ayında %5 artışla 712 milyon dolar. Ağustos itibarıyla 813 milyon dolar seviyesine ulaştı.
İstihdam: Yaklaşık 230 bin kişi doğrudan otomotiv tedarik sanayiinde çalışıyor. Dolaylı istihdam ile bu sayı 500 binin üzerinde.
Ancak sektör temsilcilerine göre, 8 aydır yeni sipariş alınamaması, borç yükünün artması ve enerji maliyetleri birçok üreticiyi köşeye sıkıştırmış durumda. Ek vergi yükü bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor.
ABD, Türkiye’ye karşı vergi duvarı örerken, aynı segmentte faaliyet gösteren Çin, Meksika ve AB ülkeleri Türkiye’nin pazar payını hızla kapmaya aday.
Ülke | İhracat (Milyar $) | ABD Tarife Oranı | Rekabet Avantajı |
---|---|---|---|
Türkiye | 1,2 | %50 ek vergi | Orta teknoloji, maliyet dezavantajı |
Çin | 5,8 | %25 (tarifeli) | Yüksek kapasite, ölçek ekonomisi |
Meksika | 12,4 | NAFTA avantajı (%0-2,5) | Coğrafi yakınlık, gümrük avantajı |
Almanya | 8,9 | %2,5 | Premium kalite, Ar-Ge üstünlüğü |
Görüldüğü gibi, Meksika ve AB ülkeleri vergi avantajı ve coğrafi konum nedeniyle Türkiye’nin kaybettiği pazarı doldurmaya hazır. Çin ise üretim fazlasını ABD’ye değil Avrupa’ya yönlendiriyor, bu da Türkiye’nin Avrupa pazarında da rekabet baskısı altında kalmasına yol açıyor.
ABD Pazarının Kaybı: Eğer ek vergiler kaldırılmazsa, Türkiye’nin ABD’ye otomotiv ihracatı %60’a kadar daralabilir. Bu da yıllık 700 milyon dolar kayıp anlamına gelir.
AB Pazarı Riski: Çin’in ABD’ye ihracatını azaltıp AB’ye yönelmesi, Türkiye’nin en büyük pazarı olan Avrupa’da fiyat baskısını artırıyor.
İç Pazarın Daralması: Türkiye’de kredi faizlerinin yüksek seyretmesi, iç pazarda yeni araç talebini sınırlıyor. Bu durum, tedarik sanayii için içeride de destekleyici talep bulmayı zorlaştırıyor.
Kârlılık: Vergi sonrası Türkiye’den ABD’ye giden parçaların maliyetleri %30-40 artacak, bu da rekabet gücünü ortadan kaldırıyor.
İstihdam: TOSB ve TAYSAD verilerine göre, eğer ABD pazarı kapanırsa, ilk etapta 25-30 bin kişinin işini kaybetmesi olası.
Yatırımlar: Döviz kurları ve artan borç yükü nedeniyle, özellikle döküm ve dövme parça üreticileri yeni yatırım planlarını en az 1-2 yıl erteleyecek.
Diplomatik Çözüm Senaryosu:
Türkiye ile ABD arasında müzakereler başlatılırsa, vergi oranlarında %50’den %10-15 seviyelerine çekilme ihtimali var.
Bu durumda ihracat kaybı sınırlı kalır, ancak güven kaybı nedeniyle ABD’li alıcıların alternatif tedarikçilere kayması söz konusu olabilir.
Vergilerin Kalıcı Olması Senaryosu:
Türkiye’nin ABD pazarında tamamen dışlanması gündeme gelir.
Sektör, yönünü Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Latin Amerika pazarlarına çevirmek zorunda kalır.
Ancak bu pazarlarda hacim ve fiyatlar ABD ile kıyaslanamaz, rekabetçilik düşer.
Stratejik Dönüşüm Senaryosu:
Türk tedarik sanayii, elektrikli araçlara yönelik yeni nesil parçalar (batarya kasaları, e-motor bileşenleri) üretimine hız verir.
Avrupa’nın elektrikli dönüşüm süreciyle entegre olup, ABD kaybını kısmen telafi etme şansı doğar.
Türkiye otomotiv tedarik sanayii, yıllardır küresel değer zincirinde güvenilir ve kaliteli üretici kimliğiyle öne çıktı. Ancak ABD’nin aldığı ek vergi kararı, bu kimliği ciddi şekilde tehdit ediyor.
Kısa vadede, diplomatik çözüm ve geçici destek mekanizmaları (teşvik, vergi iadesi, Eximbank kredileri) devreye alınmazsa, sektörün ihracat gelirleri, yatırımları ve istihdamı doğrudan darbe alacak.
Uzun vadede ise Türk otomotiv tedarik sanayii, elektrikli araç dönüşümü, Ar-Ge yatırımları ve yeni pazar stratejileri ile ABD bağımlılığını azaltmak zorunda. Aksi halde hem ABD hem de Avrupa pazarında Çin ve Meksika karşısında rekabet gücünü hızla kaybedecek.
KAMPANYALAR
15 Eylül 2025KAMPANYALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025İNCELEMELER
15 Eylül 2025SEKTÖREL
15 Eylül 2025SEKTÖREL
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025KAMPANYALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025MARKALAR
15 Eylül 2025