Tesla Çizgiyi Aştı, Geri Getirilen ‘Mad Max’ Modu Yine Trafiği Kaosa Sürüklüyor!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tesla, tartışmalı Full Self-Driving (FSD) sistemine “Mad Max” adlı yeni bir sürüş modu ekleyerek yine gündemin merkezine oturdu. Bu mod, aracın daha agresif sürüş kararları almasına izin veriyor: daha sık şerit değiştiriyor, daha hızlı hızlanıyor ve trafik akışını “daha dinamik” takip ediyor. Ancak sistemin “dur levhalarını tanımama” ve “hız limitini aşma” gibi davranışlar sergilediği iddiaları, ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) tarafından yeni bir soruşturmayı tetikledi.

Bu haberde, Tesla’nın “Mad Max” modunu teknik olarak inceliyor, rakip sistemlerle karşılaştırıyor ve 2025 sonrası otonom sürüş teknolojisinin nereye evrileceğine dair öngörüler sunuyoruz.

Teknik Altyapı ve Sürüş Dinamikleri

Full Self-Driving Sistemi Nedir?

Tesla’nın Full Self-Driving (FSD) sistemi, 8 dış kamera, 12 ultrasonik sensör ve yüksek performanslı Tesla FSD Computer (HW3) işlemcisiyle desteklenen bir otonom sürüş platformudur. Sistem, makine öğrenimi tabanlı bir sinir ağı kullanarak çevresel verileri analiz eder, rota planlar ve sürüş kararlarını gerçek zamanlı olarak verir.

“Mad Max” modu, bu sistemin en agresif sürüş profili olarak konumlanır. Tesla’nın sürüş ayarlarında genellikle üç temel seviye bulunur:

• Conservative (Koruyucu)

• Average (Ortalama)

• Mad Max (Agresif)

Bu modlar arasındaki fark, aracın şerit değiştirme sıklığı, takip mesafesi ve tepkisel karar verme eşiği üzerinde belirleyicidir. “Mad Max”, aracın önündeki sürücünün tereddütlü davranması durumunda bile hızlı manevra kararı almasına olanak tanır.

Karar Ağaçları ve Risk Katsayısı

Tesla’nın “Mad Max” algoritması, sürüş kararlarında risk toleransı katsayısını artırır. Bu katsayı, aracın çevresel tehditleri nasıl değerlendirdiğini belirler.

• Standart modda: araç, potansiyel risk (örneğin başka bir araç şerit değiştiriyorsa) tespit ettiğinde manevrayı iptal eder.

• Mad Max modunda: sistem aynı durumda manevraya devam edebilir, çünkü olasılık tabanlı risk eşik değeri daha yüksektir.

Bu yaklaşım, reaksiyon süresini kısaltırken güvenlik tamponunu daraltır — tam da bu nedenle NHTSA’nın radarına girmiştir.

Rakip Sistemlerle Karşılaştırma

Aşağıda, 2025 itibarıyla Tesla FSD’nin “Mad Max” modunu Mercedes Drive Pilot, BMW Personal Pilot ve Waymo One sistemleriyle teknik olarak kıyaslayan bir tablo yer alıyor.

Bu tablo, Tesla’nın hâlâ tam otonom sertifikasına sahip olmadığını, ancak algoritmik hız ve tepki süresinde lider olduğunu gösteriyor.

Global ve Türkiye Pazarı Analizi

ABD ve Avrupa Cephesi

ABD’de NHTSA, son bir yılda Tesla’nın otonom sürüş modlarına yönelik 23 aktif soruşturma yürütüyor. Özellikle “Mad Max” gibi agresif modlar, trafik kurallarını ihlal potansiyeli nedeniyle inceleme altında.

Avrupa’da ise, Mercedes ve BMW, Seviye 3 otonomi için yasal sertifikasyon almış durumda. Tesla bu bölgede yalnızca Autopilot ve Enhanced Autopilot modlarını satabiliyor. “Mad Max” modu, AB regülasyonları nedeniyle kullanıma kapalı.

Türkiye Pazarı Perspektifi

Tesla’nın Türkiye’deki varlığı hızla büyüyor, ancak FSD Beta henüz aktif değil. Türkiye’de satılan modeller yalnızca Autopilot ve Navigate on Autopilot özelliklerine sahip.

• Yasal durum: Türkiye, Seviye 3 üzeri otonom sürüş sistemlerine henüz izin vermiyor.

• Teknik altyapı: Şerit çizgilerinin yetersizliği, sensör kalibrasyonuna zarar veriyor.

• Vergi etkisi: ÖTV ve gümrük masrafları nedeniyle FSD paketi satın alınsa dahi sistem yazılım olarak devreye alınamıyor.

Buna rağmen, Türkiye’de 2025 sonuna kadar 2.500’den fazla Tesla teslim edilmesi bekleniyor. “Mad Max” modu burada aktif olmasa da, yazılım güncellemeleriyle gelecekte açılma potansiyeli bulunuyor.

Gelecek Öngörüleri ve Güvenlik Tartışması

Otonom Sürüşün Evrimi

2025–2030 arası dönemde, Tesla dahil tüm markalar “tam otonom” (Seviye 5) hedefinden ziyade “koşullu otonom” (Seviye 3–4) sistemlere odaklanacak. Bunun iki nedeni var:

1. Yasal çerçeveler: Ulusal trafik mevzuatları hâlâ otonom kazalarda sorumluluğu tanımlayamadı.

2. Veri güvenliği: Kamera temelli sistemler, GDPR ve KVKK gibi veri yasalarıyla çelişiyor.

Tesla, bu süreçte Dojo v2 süperbilgisayarını devreye alarak sürüş algoritmalarını yeniden eğitiyor. Şirketin hedefi, 2026 itibarıyla “görsel sürüş” sistemlerini Lidar’sız tam güvenilir hale getirmek.

Tüketici Perspektifi

Otonom sürüş kullanıcıları arasında yapılan son anketlere göre:

• %47’si “FSD’nin fazla agresif” olduğunu düşünüyor.

• %31’i “Mad Max modunun sadece deneyimli sürücüler için açılması gerektiğini” savunuyor.

• %18’i ise bu modu “trafikte tehlikeli” buluyor.

Tesla kullanıcı forumlarında, birçok sürücü “Mad Max” modunun özellikle kalabalık şehir trafiğinde stres yarattığını, aracın bazen fazla özgüvenli manevralar yaptığını belirtiyor.

Teknik Risk Analizi

Tesla’nın sisteminde hata payı şu parametrelerle ölçülüyor:

• Algılama Hatası: %2,3

• Karar Gecikmesi: 0,03 sn

• Şerit Değişim Hataları: 1/8.200 manevra
  
  Bu değerler sektörde ortalamanın altında olsa da, riskli manevralarda hata olasılığı katlanarak artıyor. “Mad Max” modu bu eşiği daha da yükseltiyor.

Tesla’nın “Mad Max” modu, mühendislik açısından cesur ama etik açıdan gri bir bölgeye dokunuyor. Evet, yapay zekâ artık insan reflekslerinden hızlı tepki verebiliyor — ama trafik, sadece hız değil, öngörü de ister.

Bu mod, otonom sürüşü “rekabetçi” hale getiriyor; fakat insan güvenliğiyle makine özgüveni arasındaki çizgiyi tehlikeli biçimde inceltiyor. Tesla, agresifliğin performansla karıştırılmadığı bir döneme adım atmak zorunda.

Son Söz:

“Mad Max”, Tesla’nın sınırları test etme arzusunun bir ürünü. Ancak sürüş güvenliğinde sınır, yazılım değil insan hayatıdır.