Mercedes-Benz‘in finansal sonuçlarındaki belirgin gerilemenin temel nedenlerinden biri, küresel ticarette artan tarifeler ve tedarik zinciri maliyetleri olarak öne çıkıyor. Bu durum, şirketin kar marjlarını daraltıyor.
2025’in ilk yarısında toplam satış gelirleri, bir önceki yıla göre yüzde 8,6 azalarak 72,6 milyar avrodan 66,4 milyar avroya geriledi. Bu düşüşte, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarlarda yaşanan talep yavaşlaması etkili oldu.
Mercedes-Benz, geleceğin otomobil teknolojilerine yatırım yapmayı sürdürmekle birlikte, bu yatırımların kısa vadede kârları baskılaması kaçınılmaz oldu. Elektrikli araç ve otonom sürüş teknolojilerinde liderlik hedefiyle yapılan harcamalar, 2025’in ilk yarısındaki maliyet artışında önemli bir paya sahip.
Mercedes-Benz, yıl sonu için finansal beklentilerini aşağı yönlü revize etti. Grup satışlarının 2024 seviyesinin önemli ölçüde altında kalacağı tahmin edilirken, binek otomobil bölümündeki satış getirisi (kârlılık oranı) yüzde 4 ila 6 arasında seyredecek. Bu oran, 2024’te yüzde 8,1 seviyesinde gerçekleşmişti ve zaten sektör için zayıf kabul ediliyordu.
Mercedes-Benz yönetimi, finansal baskılara yanıt olarak Şubat 2025’te kapsamlı bir maliyet azaltma programı başlattı. Program kapsamında:
Üretim ve sabit maliyetlerin yüzde 10 oranında azaltılması hedefleniyor.
Kıdem tazminatı paketleriyle dolaylı çalışanlar üzerindeki maliyetlerin hafifletilmesi planlanıyor.
Operasyonel verimliliğin artırılması amacıyla süreç optimizasyonlarına öncelik veriliyor.
Bu tasarruf programı, şirketin mali yapısını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda rekabetçi pazarda daha esnek hareket etmesini sağlayacak.
Türkiye’de özellikle binek otomobil segmentinde lüks otomobillere olan talep, gelir seviyelerindeki dalgalanmalara ve döviz kurlarındaki hareketliliğe bağlı olarak inişli çıkışlı seyrediyor. Mercedes-Benz, 2025’in ilk yarısında Türkiye pazarındaki satışlarında kısıtlı büyüme yaşasa da, yüksek vergiler ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle büyüme hızı global ortalamanın gerisinde kaldı.
Mercedes-Benz, Türkiye pazarında satışlarını artırmak amacıyla yeni özelliklere sahip modellerini öne çıkarıyor. Özellikle çevreci teknolojilere yönelik artan talep doğrultusunda, hibrit ve elektrikli araç modelleri Türkiye’de ön plana çıkarılıyor. Türkiye’deki tüketiciler, Mercedes-Benz‘in yenilikçi güvenlik sistemleri ve konfor özelliklerini önemsiyor.
Mercedes-Benz, global otomotiv sektöründe elektrikli araç dönüşümünün öncü oyuncularından biri olarak konumlanıyor. 2025’te özellikle Mercedes-Benz EQ serisi yeni özellikleri ile dikkat çekiyor. Türkiye’de ise elektrikli araç şarj altyapısının henüz tam oturmaması, bu araçların benimsenme sürecini yavaşlatıyor.
Mercedes-Benz, sürücüsüz otomobil teknolojilerinde Ar-Ge yatırımlarını sürdürüyor. 2025’in ilk yarısında bu alanda kayda değer gelişmeler olsa da, uygulamaların yaygınlaşması uzun vadede mümkün. Türkiye pazarında ise dijitalleşme ve bağlantılı araç teknolojileri, sınırlı altyapı nedeniyle henüz emekleme aşamasında.
Türkiye pazarı ise, Mercedes-Benz için hem fırsatlar hem de zorluklar barındırıyor. Vergi yükü, ekonomik dalgalanmalar ve altyapı eksiklikleri gibi faktörler, büyüme potansiyelini sınırlandırırken, lüks segmentteki marka prestiji ve teknoloji yenilikleri tüketici ilgisini canlı tutuyor.
MARKALAR
1 gün önceİNCELEMELER
24 gün önceSEKTÖREL
31 Temmuz 2025SEKTÖREL
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025KAMPANYALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025MARKALAR
31 Temmuz 2025İNCELEMELER
31 Temmuz 2025