Lüks otomobil dünyasının zirvesindeki Rolls-Royce, Phantom Extended Dragon modeliyle Çin kültüründen ilham alan eşsiz bir tasarımı hayata geçirdi. Bu model, markanın 100. yılını ve Çin’in kültürel simgelerinden biri olan Ejderha Yılı’nı kutlamak amacıyla özel olarak üretildi. Shanghai’daki Private Office tarafından tasarlanan bu araç, zamansız bir zarafet ve zanaatkarlık hikayesi sunuyor.
Ejderhaların Dansıyla Hayat Bulan Tasarım
Phantom Dragon, Çin’in 3000 yıllık bir efsanesinden ilham alıyor. Hikaye, iki ejderhanın kutsal bir inciyi korumasını anlatıyor ve bu tema, aracın hem iç hem de dış tasarımında dikkatlice işlenmiş. Özellikle ön konsolda yer alan Gallery, bu mitolojik hikayeyi çarpıcı bir ahşap işçilikle yansıtıyor.
Sanat Eseri Niteliğinde İç Tasarım
Rolls-Royce Phantom Dragon’un iç mekanı, 297 bireysel ahşap parça ve dört farklı ahşap türü kullanılarak yaratılmış. Marquetry (ahşap kaplama sanatı) adı verilen bu teknikle tasarlanan iç mekan detayları, üç ay süren ince el işçiliğinin bir ürünü.
- Dumanlı okaliptüs ve kızıl meşe kabuğu, bulut dokusunu oluşturmak için kullanıldı.
- 24 kayan yıldız ve 1344 fiber optik ışık, tavan döşemesinde ejderhaları soyut bir şekilde temsil ediyor.
- Koltuklarda, eski Çin hat sanatıyla müşterinin ailesinin adı titizlikle işlendi.
Bu eşsiz tasarım, Phantom Extended’in iç mekanında, Ardent Kırmızı ve siyah deri kaplamalar ve ışıltılı Iced Diamond Black dış renk ile tamamlanıyor.
Kültürel Zenginlik ve Modern Yaratıcılık
Rolls-Royce’un Çin ikonografisini modern bir yorumla sunma becerisi, Phantom Dragon’da kusursuz bir şekilde sergileniyor. Lead Bespoke Designer Shuai Feng, “Bu araç, hem bölgenin hem de Rolls-Royce’un zengin mirasını yakalamayı başardı,” diyor. Çin’de lüks tüketimin artışı, genç neslin Rolls-Royce markasına olan ilgisini de pekiştiriyor.
Teknik Özellikler
Phantom Dragon yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda performansı ile de dikkat çekiyor.
- CO2 emisyonları: 345 g/km
- Yakıt tüketimi: 15.1 lt/100 km
Bu değerler, aracın yalnızca bir görsel şov olmadığını, aynı zamanda güçlü bir mühendislik harikası olduğunu da kanıtlıyor.
Rolls-Royce Phantom Dragon, markanın zanaatkarlık ve tasarımdaki mükemmeliyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Çin kültürüne yapılan bu saygı duruşu, sadece bir otomobil değil, aynı zamanda bir sanat eseri ve miras olarak değerlendirilebilir. Ejderhaların hikayesini bir araçta görmek, adeta mitolojiyle modern mühendisliğin buluşması gibi. Bu aracı sürmek, tarih ve lüksün harmanlandığı bir yolculuğa çıkmak gibi hissettirecek.
Daha fazla bilgi için: otomobilhaber.com